Oyunalani Ekibi

Saints Row 2 incelemesi B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Join the forum, it's quick and easy

Oyunalani Ekibi

Saints Row 2 incelemesi B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Oyunalani Ekibi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Saints Row 2 incelemesi

    Admin
    Admin
    Üst Düzey Admin
    Üst Düzey Admin


    Profil Bilgileri
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 3516
    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 13/06/09
    Nerden Nerden : küçükyalı
    Yaş Yaş : 34
    Profil Alt

    Saints Row 2 incelemesi Empty Saints Row 2 incelemesi

    Mesaj tarafından Admin C.tesi Eyl. 26, 2009 9:12 pm

    <a href="http://www.ad2games.com/">Advertising - powered by ad2games.com</a>. This ad requires a flash player.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Gözlerimizi son oyunun finalindeki patlamadan dolayı tutuklanmış ve
    bandajlar içerisinde hastanede tutuklu tedavimiz yavaştan tamamlanırken
    açıyoruz. Patlamanın üzerinden henüz birkaç hafta geçmesine rağmen yan
    yataktaki “Baba, müthiş bir planım var! Haydi kaçalım!” cümleleriyle
    her kaçış sahnesinde gaz verici eleman rolüyle yer alan kardeşimizden
    çetemizin ve şehrin artık kontrolümüz altında olmadığını öğreniyoruz.
    Onlarca polisi hiçe sayarak tek tek indiriyor, kaçarken de kolay kolay
    ölmüyor ve elimizi kolumuzu sallayarak kendimizi şehrin göbeğinde
    buluyoruz. Yeniden çetemizi kurma ve Stilwater şehrini tekrar kontrol
    altına alma planlarımız doğrultusunda kentin sokaklarında dolaşmaya
    başlıyoruz. Hikâyemiz görüleceği üzere öyle pek de derin değil. Nitekim
    belalı zencilerin arasında “Canın cehenneme adamım!” diyaloglarıyla
    ilerleyen bir oyunda derin bir senaryo aramak da yersiz olacaktır.
    Aksiyon dorukta, derinlik diplerde, katliam hat safhada bir oyun
    arayışındaysanız Saints Row 2 sizleri bekliyor.

    Oyunun öncelikle
    herkesin kafasında olan “GTA’dan farkları” kısmını eleyerek objektif
    biçimde tanıtımını yapma niyetindeyim. GTA ile benzerliklerine ve
    farklarına incelemenin sonraki bölümlerinde yer vereceğim. Senaryodan
    bahsettiğimize göre oyunda neler yapabileceğimize şöyle bir değinelim:

    Ben kimim?

    Evet,
    kim olduğumuza kendimiz karar veriyoruz. Tenimizden aksanımıza,
    tipimize, yürüme şeklimizde kadar birçok seçenek bizleri bekliyor. Çok
    beğendiğim bir ayrıntı oldu bu çünkü kendi yarattığımız karakterin ara
    videolarda seçtiğimiz aksanla konuşması, seçtiğimiz şekilde bakması;
    oyun esnasında yürüyüşünün seçtiğimiz tarzda olması gibi ayrıntılar göz
    okşuyor. Aksiyon oyunlarında karakterin sabit olmaması çok sağlam ve
    oturmuş bir senaryoya sahip olmadıktan sonra güzel bir olay. (Eh, Mafia
    gibi bir senaryoya sahipse o zaman sabit olsun bir zahmet.)

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    “Saints Row II: Lord of Destruction”

    Katliamın,
    kaosun doruklarına çıkabiliyoruz. Zaten polis kardeşlerimiz tahminimce
    maaşlarının düşüklüğünden isyan etmişler ki ölmek için bahane
    arıyorlar. Karşınızda oyunu ne kadar zorlaştırsanız da yapay
    geri-zekâlılıklarını konuşturmayı ihmal etmiyorlar. Şehrin insanları da
    araba önlerine atlama ve araba çarpınca fırlama konusunda eğitim
    almışlar belli ki. Labut gibi saçılan insanlara bolca rastlamak mümkün.
    Bu aşamada silahlara da değinirsek; oldukça etkili olduklarını
    söyleyebiliriz. Evet, hepsi etkili çünkü hedefler etkisiz. Oyun
    zorluğunu sona getirdiğimde “Boss” dediğimiz özel hedeflerin bile
    normal insan olmaktan öteye gidememiş, yeteneklerini karı, kız ve kumar
    alanında kullanmış canlılar olduklarını gördüm. İsterseniz
    (abartmıyorum) tüm oyunu sadece tabanca ile rahatlıkla
    bitirebilirsiniz. Biraz kasarsanız beysbol sopasıyla da biter. Büyük
    çaplı silahlar ve bombalar da mevcut ama sadece görev gereği ya da
    fantezi amaçlı kullanıyorsunuz bunları. Görev demişken, oyunu tamamen
    yermememiz gereken bir noktadan bahsedelim. Katliam temalı yan
    görevlere mutlaka göz atmanızı öneriyorum çünkü GTA 2’deki “Frenzy”
    görevlerinden beri katliam temalı görevlerden bu denli zevk almamıştım.
    Hani tüm oyunu es geçip katliam yapacak yan görev aramaya koyulası
    geliyor insanın. Hedeflerin zayıflığı ve şehrin katliama aç olması
    nedeniyle güzel patlamalar, büyük çaplı katliamlar
    gerçekleştirebiliyorsunuz.

    Tüfek çıktı, mertlik bozuldu

    “Delikanlı
    adamım, mermiyle işim olmaz” diyenler için tekme tokat dalma
    seçenekleri de çeşitlendirilmiş oyunda. Sol ve sağ fare tıklamalarıyla
    yapabileceğiniz kombinasyonların yanında ikisine aynı anda tıklayarak
    rakip hamlesini bloke etme ya da etraftaki eşyaları kullanma şansına da
    sahipsiniz. Bloke olayını ancak oyunun zorluğunu arttırdıktan sonra
    kullanabiliyorsunuz çünkü rakip hamleleri zaten pek zarar vermiyor ve
    siz vururken aval aval bakabiliyorlar çoğu zaman. Oyunda sunulan
    beysbol sopası, cop gibi yanınızda taşıyabildiğiniz silahların yanı
    sıra kavga esnasında çevreden sağlayabileceğiniz envanterler de
    kullanışlı olabiliyor. Oyunun hemen başındaki bir görevde bar
    sandalyesinin ne kadar güzel bir icat(!) olduğunu keşfedebilirsiniz
    mesela. Rakiplerinizi fırlatmak gibi hasta ruhlu ve eğlenceli şıklar da
    sunuluyor. Kafa, göz dağıtmak isteyenler için de güzel alternatifler
    vaat ediyor oyun.

    Birimiz hepimiz, hepimiz yeni görevler için!

    Eh
    malum, çete kuruyoruz ya; havadan kurulmuyor çete. Çetenin lideri en
    çok saygı duyulan kişi olması gerektiği için saygınlık göstergemiz var.
    Görevler yardımıyla saygınlığımızı arttırıyor, saygınlığımız arttıkça
    daha büyük görevler ve yeni elemanlar alıyoruz. Çete dediysek öyle
    çapulculardan oluşmuyor tabii; en kalifiye psikopatları seçmeyi iyi
    biliyor adamımız. Oyunun tadını kaçırmamak adına yine oyunun başından
    örnek verecek olursam; ilk adamımızı mahkeme basarak davadan
    kaçırıyoruz. Tabii o kadar polis falan bizim yeteneklerimize
    dayanamıyor, kafalarından vurmamız için poz veriyorlar. Ekranın sağ
    üstünde sağlık durumumuz, koşma enerjimizi gösteren “Stamina”
    göstergemiz ve saygınlık miktarımız görüntüleniyor.



    Saints4Dead: Zombie Uprising

    Vallahi
    adamlar akıllı; şu an en fazla zombili, öcülü böcülü oyunlar tutuyor
    diye hemen bir zombili mini oyun eklemişler. Yorumumuz ne mi bu mini
    oyuna? Harika! Şu oyun bizden biraz puan almayı becerebilecekse bunun
    en büyük sebebi şüphesiz ki Zombie Uprising olacak. Bu mini oyuna
    ulaşmak için öncelikle oyunda büyük bir televizyona ihtiyacınız var; bu
    televizyonun gidip içine girince size daha önce açtırmış olduğunuz
    videoları izleme ve Zombie Uprising mini oyununu oynama şansı veriyor.
    Kısıtlı cephane ile yavaş yavaş gelen ancak dar alanda tüm ekranı
    kaplamayı başaran zombilerin arasında kalıyor ve hayatta kalma
    mücadelesi veriyorsunuz. Zombilerin yavaş ilerlemesi basit oldukları
    anlamına gelmesin çünkü etrafınızı sardıklarında ne derece ölümcül
    olduklarını rahatlıkla fark ediyorsunuz. Bu mini oyun hakkında
    söylenebilecek tek şey çok eğlenceli olduğu.

    Oyunun “oyunsal” özelliklerine göz attıktan sonra merak edilen kısma geçebiliriz sanırım:

    [G]elelim [T]epemizi [A]ttıranlara

    İşte
    en merak edilen konu: “SR2, GTA IV’ten ne derece kötü?”. Sanırım
    yerinde bir soru olmuştur çünkü ortada rekabet olduğu söylenemez.
    Kafalardaki esas soru Saints Row 2’nin GTA IV yanında bir alternatif
    olma ihtimalinin bulunup bulunmadığı. GTA IV her şeyden önce Saints Row
    2’ye göre şehir ayrıntılarına çok daha fazla yönelmiş bir oyun. Tamam,
    bazı noktaları gerçekten saçma; hiç girmeyeceğiniz bir binanın ya da
    binilmesi mümkün olmayan bir uçağın iç dizaynının yapılması gibi ama en
    önemlisi şehri yaşatmayı beceriyor GTA. İnsanların gerçekten şehir
    telaşı içinde olduklarını, sokakta yürüyen bir adamın “Oyuncu gelse de
    beni ezse!” diye dolaşmadığını hissediyorsunuz. Saints Row 2’de ise
    insanlar Midtown Madness insanları gibi ezilmek için yüzünüze bakıyor,
    “Hızlı gelse de sağa sola savrulsam” diye iç çekiyorlar. Ayrıca GTA’da
    düşmanlar kesinlikle daha mantıklı ve kalifiye Saints Row 2’dekilere
    göre. Sağa sola koşarken ateş etmeyi kesmiyor, önünüzde siper amaçlı
    bir şey yokken ateş ediyorsanız affetmiyorlar. Saints Row 2’de siper
    almanıza kesinlikle gerek yok, fare kullanmayı bildikten sonra gram
    yeteneğe ihtiyacınız kalmıyor. GTA’da polisler de daha yetenekli ve
    dişli; sınırı aşarsanız ne yapıp edip tutuklamayı, öldürmeyi
    başarıyorlar sizi.

    Yerdik, yerdik, yerdik de hiç mi artısı yok
    peki? Birkaç artısı var tabii GTA’ya göre. En başta Zombie Uprising
    geliyor ki Saints Row 2 alma nedeni bile olabilir GTA severler
    açısından. GTA’yı Zombie deneyimiyle oynamak elbette hoş olacaktır. GTA
    çok daha ayrıntılı olsa da Saints Row 2 katliamları daha hoş göründü
    bana. Sanırım üniteler daha zayıf olduğu için sadistliğimizi daha büyük
    çapta yansıtabilmemizden kaynaklanıyor bu durum.
    Bu aşamada genel kriterleri de gerek karşılaştırmalı gerekse tek başına incelemeye almak yerinde olacaktır.
    Senaryoları
    karşılaştırırsak iki oyunun da senaryosu beni öyle derinden
    etkileyemedi. Zaten bahsettiğim gibi bu çeşit iki oyunda öyle derin
    senaryo arayışında bulunmak yersiz olur.

    Grafik konusunda PC
    versiyonlarına bakarsak iki oyun da sistem katili ve “kesinlikle”
    istedikleri sistem ihtiyacını karşılayacak grafikleri yok. GTA gereksiz
    ayrıntılarla ve entegre sorunlarıyla, Saints Row 2 ise grafiksel
    hatalarıyla sundukları grafiğe göre çok üst sistem ihtiyaçlarına
    sahipler. Saints Row 2’yi HD4830’um ile her türlü ayar sonda iken “çok
    şükür ki” herhangi bir FPS düşüşü olmadan oynadım ancak GTA’da durum
    çok daha vahimdi. Yamalarına ve ATI Catalyst güncellemesine rağmen
    istediğim verimi aldığım söylenemez. Gayet akıcı oynatsa da FPS
    değerleri tahmin ettiğim seviyelerde değildi. İki oyuna da grafik
    konusunda hemen hemen eşit miktarda geçer puan versem de entegre
    konusunda diğer platformlardaki versiyonları göze alınınca sınıfta
    kaldıkları ortada. Animasyonlar iki oyunda da gayet güzel, mantıksal
    hataları olmasa Saints Row 2’nin animasyonları neredeyse GTA IV’ten
    aşağı kalmayacakmış.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Seslere
    gelince GTA tabii ki bir adım önde ancak Saints Row 2’nin de müzikler
    ve videolar konusunda başarılı olduğunu itiraf etmeliyim. Silah sesleri
    iki oyunda da kulak okşuyor, o konuda iki oyuna da geçer notlarını
    veriyorum. İnsanların çığlıkları, araç sesleri, şehrin uğultusu gibi
    ayrıntılarda GTA yine biraz daha başarılı tabii. Her şeye rağmen
    özellikle Rap müzik sevenler için Saints Row 2’nin menü müziği bile
    gaza getirici bir etken olabilir. Ayrıca oyunda birisinin aracını
    çalarken araçtan inen kişi Rock tarz benimsemiş bir kişi ise aracına
    bindiğinizde o türde müzik çalan bir radyo açık oluyor genellikle; bu
    da güzel bir ayrıntı olarak sayılabilir.

    'Orta'lama bir alternatif

    Oyunumuzun
    GTA IV'e bir alternatif olup olamayacağının cevabı yine oyuncuya
    kalıyor çünkü Zombie Uprising mini oyununun oyuncuya ilgi çekici gelip
    gelmemesi, boş boş katliam yapma isteğinin bulunup bulunmaması gibi
    istekler tamamıyla kişinin tercihleriyle ilgili. Birçok eksiğinin
    yanında GTA severler açısından “tercihlerine bağlı olarak” GTA’nın
    yanında ya da GTA bittikten sonra sıkılmamak adına denenmesini tavsiye
    ettiğim bir oyun Saints Row 2. Türe katmayı başaramadıkları, türün
    karakteristik özelliklerindeki hataları, GTA’dan geri kalan yönleri
    gibi eksilerinin yanında katliam serbestisi, Zombie Uprising, saygınlık
    ve çete kurma gibi türde kendisini farklılaştıran yönleriyle bir
    taklitten öte alternatif olmayı başarıyor oyun. Umarız ki serinin 3.
    oyunu çıkacak olursa alternatifin ötesinde bir rakip olarak GTA’nın
    karşısında tutunmayı başarır ve bize farklı bir tat sunabilir.

    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]- game download-
    ücretsiz oyunu indirmek icin sitemizin arama motorunu kullanarak oyunu bulabilirsiniz.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Paz Kas. 24, 2024 8:30 am