Oyunalani Ekibi

Motorstorm: Pacific Rift ps3 inceleme - oyun indir B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Join the forum, it's quick and easy

Oyunalani Ekibi

Motorstorm: Pacific Rift ps3 inceleme - oyun indir B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Oyunalani Ekibi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Motorstorm: Pacific Rift ps3 inceleme - oyun indir

    Admin
    Admin
    Üst Düzey Admin
    Üst Düzey Admin


    Profil Bilgileri
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 3516
    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 13/06/09
    Nerden Nerden : küçükyalı
    Yaş Yaş : 34
    Profil Alt

    Motorstorm: Pacific Rift ps3 inceleme - oyun indir Empty Motorstorm: Pacific Rift ps3 inceleme - oyun indir

    Mesaj tarafından Admin C.tesi Eyl. 26, 2009 9:13 pm

    <a href="http://www.ad2games.com/">Advertising - powered by ad2games.com</a>. This ad requires a flash player.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Yarış oyunlarından beklentimin çoğu kişiye oranla farklı olduğunu
    gördüm geçenlerde. Need for Speed, Gran Tourismo, Forza Motorsport gibi
    oyun serilerinden hiç zevk almadığımı fark ettim. Acaba ben yarış
    oyunlarını sevmiyor muyum diye sordum kendi kendime. Sonra biraz
    durdum, gözlerimi kapattım ve geçmişten bugüne sevdiğim yarış
    oyunlarını hatırlamaya çalıştım. İlk olarak aklıma Lotus geldi. Deliler
    gibi oynadığım, başından kalkamadığım yegane yarış oyunu. Biraz daha
    ilerleyince Carmageddon belirdi birden gözlerimin önünde. Üstelik
    sadece gözlerimin önüne gelmedi kulağıma da inceden insan çığlıkları
    fısıldadı. Bu kadar vahşet dolu bir oyunu bu kadar heyecanla hatırlamak
    enteresan olsa gerek elbette. Sonra dedim yahu amma geriye gittik
    gelelim biraz bu günlere. Bütün heybetiyle Burnout serisi parladı
    beynimde. Dünden bugüne bütün serilerini zevkle oynatmayı başarmış,
    gözümde efsane olan yarış oyun serisi. Ağzımın suyu dudağımın
    kenarından akmaya başlamıştı ki Pure geldi bu kez. Nasıl heyecanla ve
    severek oynadığımı hatırladım. Sonra oturdum ve düşündüm. Yahu demek ki
    ben yarış oyunlarını seviyorum. Sanırım bir yarış oyununu oynayabilmem
    için birincil faktör eğlence olmalı şahsım adına. Modifiyedir, yol
    tutuştur pek anlamam ben. Eğlendiriyorsa güzeldir. İşte bu nedenle tam
    bana göre olan bir oyunu tuttum yakasından ve silkeledim. Ceplerinden
    neler düşmüş hep beraber bakalım...

    İlk Motorstorm 2007 yılının
    Mayıs ayında çıkmış ve PS3 için yarış oyunu anlamında ilaç olmuştu.
    Yaklaşık 1.5 sene sonra Motorstorm bizleri Pacific Rift uzantısı ile
    tekrar selamlıyor. İlk oyunun motorunu kullanan ama bunu geliştirmeyi
    başarmış bir devam oyunu var karşımızda. Evolution Studios ilk oyunda
    oldukça iyi iş çıkarttığı pek çok konuda dahi bir adım öteye gitmeyi
    başarabilmiş. İlk olarak oyunun geçtiği bölge değişiyor ki bu oldukça
    önemli aslında. Kendi halinde ıssız ıssız duran gariban bir adaya
    helikopterler ile doğanın en büyük düşmanı olan insanlar geliyor oyunun
    başında. Motorstorm festivali için adayı devasa bir yarış pistine
    dönüştüren organizatörler, adanın zor şartlarından kurtulmak yerine
    onları yarışın bir parçası haline getiriyorlar. Ada, insanı zorlamak
    için gerekli her şeye sahip açıkçası. Akarsular ve su birikintilerine
    sahip, yüksek yüksek tepeler desen burada, yeşilin en güzel tonlarını
    barındıran ormanlar eksik kalmamış ha bir de neredeyse unutuyordum
    volkanik olarak aktif. Çok lazımmış gibi.

    Oyunun senaryo kısmı
    (Festival olarak geçiyor) 4 farklı temaya bölünmüş. Hava, su, toprak,
    ateş (ne o? Tahta esprisini yapacağımı mı sandınız? Peh çok klişe)
    olarak ayrılan bu temalar isimlerinin hakkını oldukça veriyor. Hava
    temasına sahip yarışlar genelde dağların tepesinde, havadar, okyanus
    manzaralı yerlerde yapılıyor. Etrafa serpiştirilen rampalar ile hava
    kalitesini ciğerlerinizde hissetmeniz olası. Her temanın insanı yarış
    dışı bırakan kendine has bir özelliği var ve hava temasının özelliği
    uçurumları. Toprak temalı yarışlar sadece isim olarak toprak aslında.
    Çünkü muhatap olduğumuz şey genelde çamur. Ormanlık alana indiğimiz bu
    yarışlarda bol bol yeşillik görürken çamurla bayağı bir savaşacağız.
    Özellikle hafif araçlardan birini seçtiyseniz (araçlara sonra
    değineceğiz) çamura batmamaya dikkat edin derim ben. Su temalı yarışlar
    sanırım oldukça açık. Akarsu yakınlarında, şelaleler eşliğinde
    yarışacağız. Bu yarışların en büyük sorunu ise derin su birikintileri.
    Yine hafif ve küçük araçlardan seçtiyseniz suya girdiğiniz an
    çıkamıyorsunuz. Seçtiğiniz yollara dikkat etseniz iyi olur. Ateş temalı
    yarışlar ise volkanik olarak aktif olan adamızın en ilginç kısmı
    sanıyorum. Yanardağın çevresinde bulunan pistleri ile sıcağı
    hissettirecek bu yarışlar. Lavlar bir yerden sonra sıcağı öyle bir
    duruma getirecek ki organizatörler serinleyelim diye pistin belirli
    yerlerine su fıskiyeleri yerleştirmişler. Canlarım benim çok
    düşünceliler.


    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Festival kısmında ki yarışlar çeşitli bölümlere ayrılmış.
    Oyunun başında her tema için 2 yarış açık iken yarışları kazandıkça
    kazandığımız puanlarla yeni yarışları açıyoruz. İlk üçe girdiğimizde
    puan aldığımız (100-75-50) yarışlara bazen ufak dokunuşlar yapıyor
    oyun. Örneğin bazı yarışlarda diyor ki eğer en fazla 3 kez parçalarsan
    arabayı veya 2.30 dakikada bitirebilirsen bonus kazanırsın gibi
    ekstralar. Aynı şekilde "Eliminator" tarzı yarışlarda ise her 15
    saniyede bir en arkada ki araba yarış dışı kalıyor. Bu da özellikle
    yarışın sonlarına doğru müthiş bir heyecan sağlıyor oyuncuya. Bunlar
    gibi her tema altında 16 yarış olmak üzere toplamda 64 yarış mevcut ki
    burada oldukça güzel hazırlanmış pistlerden bahsediyoruz. Bu nedenle bu
    sayı son derece yeterli. Pistler demişken hazır onlardan da bahsedelim.
    Bitiş noktasına giderken oldukça fazla sayıda yol seçeneği sunuyor bize
    oyun. Öyle ki son sürat giderken yol birden üçe ayrılıyor ve siz
    hangisine gireyim diye düşünürken tek gördüğünüz şey arabanızın
    parçalara ayrılışı oluyor. Burada oyunun ilk eksisinden bahsetmek
    gerekli sanıyorum. İzleyeceğimiz yolu seçmek çok kolay değil oyunda.
    Ayırt edemiyoruz ve çok sık kaza yapıyoruz. Bu durumu aşmanın en iyi
    yolu bütün pistleri ezberlemek sanıyorum (ezberci eğitime karşıyız
    efendim).
    Garaj kısmına giriş yaptığımızda oyunda ki araçlar bizleri
    karşılıyor. 8 farklı kategoriye ayrılmış araçlarımız var. Motosiklet,
    atv gibi hafif araçları seçebileceğimiz gibi tır, kamyon gibi devasa
    araçları da seçebiliyoruz. Her birinin belli avantajları ve
    dezavantajları var elbette. Örneğin motosiklet oyunda ki en hızlı araç
    ve tutulması neredeyse mümkün değil. Bununla beraber yoldan çıkması en
    kolay araç, temaslarda yarış dışı kalan en kolay araç ve su
    birikintileri, çamur gibi yerlere girip çıkamayan bir araç. Büyük ve
    ağır araçlar ise oldukça yavaş olmalarına rağmen yarış dışı kalmaları
    çok zor ve su birikintileri, çamur gibi yerlerden hiçbir şey olmamış
    gibi geçip gidebiliyorlar. İşte bu gibi farklılıklar nedeniyle hangi
    tür araçlarla yarışacağınıza doğru karar vermeniz çok önemli. Aslında
    her tema için farklı tipte araçları tercih etmek size daha fazla
    avantaj sağlayacaktır.

    Örneğin “boost” konusunu ele alırsak.
    Oyunda istediğimiz zaman boost yapabilme özgürlüğümüz var ancak boost
    ibresini sonuna kadar basarsak motor alev alıyor. Motor sıcaklığını
    kontrol ettiğimiz sürece boost kullanımı büyük avantaj sağlıyor. Sulak
    yerlerden geçerken motor serinlediği için boost ibresi hızla düşerken,
    lavların çevresinde gezinirken ibre kendiliğinden yükselmeye başlıyor.
    İşte bu nedenle ateş temalı yarışlarla su temalı yarışlarda aynı tip
    araçları seçmek pek mantıklı değil. Boost ibresi çok hızlı dolan hafif
    araçları su temalı yarışlarda seçmek avantaj sağlarken, ibrenin daha
    yavaş dolduğu büyük araçlar ateş temalı yarışlar için ilaç oluyor. Ya
    da “Amaaan yemişim ateşi suyu kökle gaza” diyerek kafanızı hiçbir şeye
    de takmayabilirsiniz. Tercih meselesi elbette.

    Bütün bu farklı
    temalara bölüp çeşitlilik yaratma başarısının yanında oyun oldukça
    başarılı bir görsellikle karşımıza çıkıyor. Araç modellemeleri güzel
    ancak asıl başarı çevre modellemesinde. Ağaçlar, akarsular, şelaleler,
    alev yatakları, çamur birikintileri hepsi birbirinden başarılı
    modellenmiş. Bir ormanın içine daldığınızda yeşilliklerin içinde
    kayboluyor ve çevreyi izlerken buluyorsunuz kendinizi. Grafik anlamında
    beni tatmin etmeyen tek nokta kaza modellemeleri oldu. Bir yere
    çarptığımızda oldukça kalitesiz bir şekilde parçalanıyor arabalar.
    Zaten bu kaza işi de ayrı bir dert. En ufak çıkıntıda parçalanmanız
    olası. Savruluveriyor arabalar sağa sola. Yani kazalar konusunda oyun
    eksi puan alıyor maalesef. Ses ve müzikler içinse eksi bir yorum
    yapamayacağım. Oyun çok çok iyi bir şarkı listesine sahip. Nirvana,
    Fatboy Slim, Megadeth, David Bowie, Slipknot şarkılarıyla teşrif eden
    sadece birkaç isim. Oyunu oynarken bir yandan oldukça kaliteli şarkılar
    dinleyeceğinizden emin olabilirsiniz yani. Sesler konusunda da aynı
    kalite geçerli. Araçların motorlarının gürültüsü bu müziklerle
    birleşince müthiş bir uyum yakalanıyor ve bize sadece bu leziz şölene
    katılmak kalıyor. Kutluyoruz aferin. Otur 5!

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


    Oldu
    ki yapay zekaya karşı oynamak canınızı sıktı. İddialaşmak, laf sokmak,
    çemkirmek istediniz. Oyun bu konuda da size yardımı esirgemiyor. Aynı
    makineden 4 kişiye kadar oynayabiliyorsunuz. Ekranı dörde bölmek pek
    başarılı diyemeyeceğim ancak iki kişi için gayet güzel işliyor sistem.
    Online olarak ise 16 kişiye kadar desteklediği için daha kıran kırana
    mücadeleler gerçekleşiyor. Sizi yolun dışına atmak isteyenlerden,
    motorunun üstünden yumruk sallayanlara kadar herkes sizi avlamak için
    burada hazır bekliyor durumda. Çoklu oyuncu desteği anlamında yapması
    gereken her şeyi yapıyor yani oyun. Az evvel beşi aldı şımarmadı demek
    ki. Adam olur bu çocuk...

    Gelelim her zaman ki gibi onca şeyi
    özetleme çabasına girdiğimiz son paragrafa. Motorstorm: Pacific Rift
    kusursuz bir yarış oyunu değil. Eksikleri var ama bu eksiklikler bir
    sonraki oyunda kolayca giderilebilecek şeyler. Beni çok fazla rahatsız
    eden, görmezden gelemeyeceğim hiçbir problemi yoktu açıkçası. İlk
    paragrafta söyledim ya ben eğlenceme bakarım arkadaş Başında
    geçirdiğim zamanın her bir saniyesinden keyif almak isterim. Motorstorm
    bunu başarıyla gerçekleştirdi. Vereceğiniz paranın her bir kuruşuna
    değeceğine gönül rahatlığı ile emin olabilirsiniz. Ha sakın bu
    garantiyi verdim diye "ben beğenmedim oyunu Turgut efendi, hani
    beğenecektim? Ver olm paramı geri" diye gelmeyin kapıma. Hırpalarım...

      Forum Saati Cuma Nis. 26, 2024 9:17 pm