Oyunalani Ekibi

Race Driver GRID incelemesi - oyun indir B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Join the forum, it's quick and easy

Oyunalani Ekibi

Race Driver GRID incelemesi - oyun indir B261910yeol

üye olduğunuzda e-mailinize aktivasyon kodu gelicektir eğer aktif etmezseniz kullanıcı adı şifre yazsanız bile giremezsiniz ancak admin sitedeyse ve görürse aktif edebilir

Oyunalani Ekibi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Race Driver GRID incelemesi - oyun indir

    Admin
    Admin
    Üst Düzey Admin
    Üst Düzey Admin


    Profil Bilgileri
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 3516
    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 13/06/09
    Nerden Nerden : küçükyalı
    Yaş Yaş : 34
    Profil Alt

    Race Driver GRID incelemesi - oyun indir Empty Race Driver GRID incelemesi - oyun indir

    Mesaj tarafından Admin C.tesi Eyl. 26, 2009 9:17 pm


    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]rcade
    ve Simülasyon... Yarış oyunlarının doğasından gelen bu iki ayrım, bu
    türde herhangi bir oyun çıktığında ilk bahsedilecek mevzulardan
    biridir. Yarış oyunları öncelikle sınıflandırılmalıdır; ne kadar
    gerçekçi ya da ne kadar eğlenceli oldukları konusunda dem vurulması
    gerekir. Aslında bu türün yapımcılarının belli bir "kitle" seçmek için
    onlarca haklı nedenleri var. Çünkü hem simülasyon severlere hem de
    arcade severlere hitap edebilecek bir yarış oyunu ortaya koymak her
    babayiğidin harcı değil. Ancak söz konusu yapımcı Codemasters ise
    yılların tecrübesi ile bize bir şeyleri işaret ediyor: GRID !

    Codemasters
    yıllardır devam ettirdiği Race Driver serisi ile (TOCA / PRO) yarış
    tutkunlarının gönlünü her zaman çalmayı başardı. Ancak gerek Colin
    McRae serisi, gerekse TOC A serisi olsun açık bir şekilde simülasyon
    tarzını temsil ediyorlardı. Colin McRae: DiRT'te simülasyon üzerine ilk
    eser miktarda arcade tohumlarını serpiştiren firma GRID ile bunları
    biraz daha büyütmüş. Ancak hemen korkmayın, oyun ne NFS kadar arcade,
    ne de TOCA kadar simülasyon kokuyor. Codemasters GRID ile aradaki ince
    çizgiyi tutturmayı başaran bir "klasik" sunuyor bizlere.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    UYARI: Araç içi kamerası adrenalin dozunu fevkalede artırabilir


    Bu gerçekten bir DÜNYA

    Oyunun
    DiRT benzeri üç boyutlu hazırlanmış menüsünden GRID WORLD'ü seçiyoruz,
    bir yarışçı olmak istediğimizi onaylayarak işe başlıyoruz. Bu hikaye
    kısmında gelen teklifler ile değişik disiplinde birkaç yarış kazanarak
    kendimizi ispat etmemiz gerekiyor. Hazır olarak sunulan araçlar ve
    verilen basit görevler ile kontrollere alıştırma amaçlı konulmuş bir
    nevi "tutorial" olarak nitelendirebiliriz bu bölümü. Ancak bu noktada
    bahsedilmesi gereken birkaç husus var. Oyun kutudan çıkan hali ile
    kontrollerine alışması biraz zaman alan bir arcade türü. Ve eğer siz
    fazlasıyla simülasyon seviyorsanız yarışa girilen son menüden araç
    destek birimlerini (Fren destek, Dönüş destek vs.)kapatmanız gerekiyor.
    Hatta eğer çelik gibi sinirlere sahipseniz Pro Mode'u aktif
    edebilirsiniz. Böylece yarışları restart edemeyecek, kendinizi
    paralayacaksınız. Yani oyunun ne kadar arcade, ne kadar simülasyon
    olacağı size kalmış. Unutmadan; NFS sever büyük kitlenin simülatik (!)
    ayarları kurcalamaması salık verilir. Sizler için oyun zaten fazlasıyla
    simülasyon.

    Bu ilk yarışlarda verilen görevleri tamamladıktan
    sonra (ki yaklaşık 6-7 yarış yeterli. 1000'e yakın Reputation puanı
    elde etmemiz gerekiyor) gerçek GRID dünyası önümüze seriliyor; Avrupa,
    ABD ve Japonya olarak gruplandırılmış yaklaşık 50 turnuva, 42 araç,
    bonus olarak sezon sonlarında karşımıza çıkan oldukça uzun Le Mans
    yarışları ve daha niceleri. Takım özelliklerimizi ayarladıktan sonra
    gerçek bir yarışçı olmak için lastik yakmaya başlıyoruz. Avrupa kısmı
    genellikle tanıdık pistlerde yapılan GT-Touring disiplinindeki
    yarışları içeriyor. İstanbul Park, Nurburgring, Spa ve daha nicelerinde
    genellikle Avrupa menşeli araçlar ile yarışlara katılıyoruz. Bazen
    podyumu görebilmek için terlerken, bazen sadece kendi sınıfımızda
    (örneğin GTR2) lider olmamız gerekiyor. Oyunun ABD kısmı sokak
    yarışlarına odaklanmış. San Francisco, Detroit gibi eyaletlerin tozunu
    attırıyoruz (hatta demolition derby desem?). "Muscle Car" olarak tabir
    edilen güçlü ancak hantal klasik Amerikan araçları (Mustang, Viper) bu
    kısmın favorileri. Japonya yarışları ise genel olarak illegal ya da
    underground olarak tanımlayabileceğimiz yarışlara ev sahipliği yapıyor;
    drift ve NFS: Carbon’da karşımıza çıkan konvoy kovalamacaları (Pro
    Touge) gibi. Yine Japon klasikleri burada bizi taşıyor: Nissan 350Z ya
    da Subaru Impreza.
    Garaj senin ikinci evin ama sen bir sürücüsün, modifiye senin işin değil

    TOCA
    3 ile farklı disiplindeki yarışları neredeyse abartarak bizlere sunan
    Race Driver, drift ve sokak yarışları gibi nicesini geniş yelpazesine
    ekleyerek olayı daha da abartmış. Üstelik yarışlar tek düze değil.
    Örneğin klasik bir GT turnuvasından sonra drift yapabilir ya da tek
    başınıza en iyi süre için BMW'nizin motorunu zorlayabilirsiniz. Ya da
    belki canınız Formula yapmak isteyebilir. Bunların hepsini içinde
    barındırması oyunun ulaştığı derinlik konusunda gerçekten "abartılmış"
    kelimesini karşılıyor.

    Turnuvaları kazandıkça hem cebinizi
    dolduruyorsunuz hem de Reputation (Şöhret) puanlarınızı katlıyorsunuz.
    Şanınız yedi düvene yayıldıkça sponsorlardan gelen paralar artıkça
    artıyor. Burada sponsor sistemini biraz açmakta yarar var. Takım
    ayarları kısmından ulaşabileceğiniz menüde 7 adet sponsor slotu
    bulunuyor. Ve ilerleyen zamanlarda onlarcası içinden işinize en çok
    yarayacak 7 sponsoru seçmek zorunda kalıyorsunuz. Örneğin bazı
    sponsorlar aracınızı hiç hasar almadan finish'e ulaştırabilirseniz
    ekstra ücret ödüyorlar. Ancak böyle bir anlaşmayı sokak yarışları için
    kullanmak yersiz olacaktır çünkü hasar almadan yarışı tamamlamak
    neredeyse imkansız. Ama drift ya da kovalamaca yarışları için bu
    sponsoru slota yerleştirmek işimize yarayabilir. Kasamızı mantıklı bir
    şekilde doldurmak istiyorsak, yarışın türüne göre sponsorları ayarlamak
    yerinde bir davranış olacaktır.

    Her yarış disiplini için, o
    disipline uygun araçları koleksiyonumuza ekmememiz gerekiyor. Gerek
    sponsorlardan kazanacağımız paraları, gerekse aldığımız dereceden gelen
    turnuva ödemelerini harcayabileceğimiz tek alan araç satın almak. Sıfır
    ya da ikinci el araç satın almak mümkün. Ebay Motors kısmından
    kullanılmış, daha önce birincilikleri olan ancak birkaç kez pelte
    çıkmış (!) (peki nasıl tamir etmişler?) araçları satın almak mümkün.
    Burada dikkat edilecek husus, fazla kaza geçirmiş araçların tercih
    edilmemesi gerekliliği. İkinci el araçların performans düşüklüklerine
    neden olması güzel düşünülmüş bir ayrıntı. Ancak sadece bir yarış için
    kullanacağımız aracı yeni almak bütçemize zarar vereceğinden ikinci el
    tercih etmek mantıklı olacaktır.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Geri sarılması gereken bir an daha


    Oyunda araçları modifiye
    etmek, yeni parçalar eklemek mümkün değil. Genel olarak araca değil
    yarışlara, sürücüye yani size odaklanan GRID için söylenebilecek birkaç
    eksiklikten biri olmuş modifiye noksanlığı. Ama oyunun sunduğu geniş
    olanaklar karşısında bu eksiklik pek de önemli değil. Endişelenmeye
    lüzum yok.

    KESTİK !! Bu virajı baştan alıyoruz...

    GRID'in
    kontrollerine alıştıktan sonra alacağınız keyif katlanarak artacaktır.
    Özellikle farklı disiplin yarışlarını nasıl kazanmanız gerektiğini
    çözdükçe eğlenmeye başlayacaksınız. Ancak ne kadar ustalaşırsanız
    ustalaşın, herhangi bir dalgınlık, geç frenleme ya da diğer araçların
    tepkileri nedeniyle yarış dışı kalmanız mümkün. Üstelik bu durum -emin
    olun- oyun boyunca sıkça başınıza gelecektir. Ufak bir kaza neticesinde
    aracınızda oluşabilecek balans sorunu nedeni ile yaklaşık 15 dakikalık
    Le Mans yarışları boyunca aracınızı düz tutmaya çalışmak (Porsche biraz
    sağa mı çekiyor?) zorunda kalabilirsiniz. Bu ve bunun gibi ufacık
    hatalar sebebiyle koskoca turnuvaların yalan olmaması için Prince of
    Persia: Sands of Time benzeri bir "geri sarma" özelliği oyuna eklenmiş.
    Yarış türünde fazlasıyla yaratıcı olan bu sistem, gerçekten
    oynanabilirliği inanılmaz arttırmış. Çünkü sürekli restart çekerek aynı
    parkurları dolaşmak, son turda lider giderken basit bir hata nedeni ile
    yarış dışı kalmak gibi durumlar oyundan soğumak için yeterli
    olabilirdi. Yarış esnasında istediğiniz zaman menüyü açarak Instant
    Replay kısmından oyunu geri alabilir, F12 tuşuna basarak Flashback
    özelliğini -sadece 4 kez- kullanabilirsiniz. Eğer yarış dışı kalmanıza
    neden olabilecek ciddiyette bir kaza geçirmişseniz, zaten otomatik
    olarak sistem devreye girecektir.
    Araç ve disiplin fazlalığı
    nedeni ile Flashback özelliğine rağmen, oyunun kontrollerine bir türlü
    ısınamayan oyuncular da olacaktır. Çok zor demek yerine birazcık
    konsantre olarak oynamak, haritanın sol alt köşesinde bulunan minicik
    ışığa dikkat ederek frenleme yapmak eminim koyu arcade fanatiklerinin
    bile oyunu sevmesini sağlayacaktır.

    Hızlı gittiğimi hissedebiliyorsam gerisi sadece ayrıntıdır

    GRID,
    Codemasters'ın daha önce DiRT'te kullandığı Neon grafik motorunun
    geliştirilmişi olan Ego motorunu kullanıyor. Hasar modellemesinin
    tamamen baştan yazıldığı bu motor bugüne kadar gördüğümüz en ihtişamlı
    hız karelerini bize sunuyor. Abartılmadan kullanılan tüm efektler, renk
    tonlamaları, gerçekten hızlı gittiğinizi iliklerinize kadar
    hissettirebilen Blur efekti -ki gerçekten mükemmel kullanılmış, ekran
    görüntülerine bakınız- oyunu açık ara özellikle PC'de en üst görsel
    noktaya taşıyor. Çevre modellemelerinden tutun (yüksek hız nedeni ile
    fark edemesek bile bazı noksanlıkları yok değil), yüksek poligonlu
    araçlara kadar herşey kesinlikle günümüz teknolojisini fazlasıyla
    yansıtıyor.

    Codemasters yaptığı küçük-sihirli dokunuşlar ile bu
    görsel hazzı doruk noktaya taşımaya çalışmış. Örneğin hızla köşeleri
    dönerken kameranın sallanması, iç kamera modunu kullanırken kırılan
    camlar ve en güzeli, Flashback yaptığımızda gördüğümüz muhteşem
    ayrıntılar oyun üzerinde harcanan emeği fazlasıyla hissettiriyor.
    Oyunun görselleri o kadar muhteşem ki yaptığınız her yarış sonunda
    Replay’i izlemek istiyorsunuz. Ayrıca 24 saat süren (oyun saatine göre
    ortalama 15dk sürüyor) Le Mans yarışalarındaki gece-gündüz geçişleri bu
    muhteşemliği katlamış. Fizik motoru bu görsellikle dans ediyor adeta.
    Fazla bahsetmeye gerek yok, sadece Mustang ile San Francisco'nun
    sokaklarında yarışın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ancak hava
    olaylarının olmayışı büyük bir eksiklik olarak hanesine yazılıyor
    GRID’in.

    Bu görselliği yaşabilmek için haliyle ortalama civarı
    bir konfigürasyona sahip olmanız gerekmekte. AMD 64 4000+ işlemci, 2 GB
    RAM ve 8600 GT olan bir sistemde tüm ayarlar maksimum , 1024*768
    çözünürlükte, 4x AA açık iken 30 fps civarı bir performans elde ettik
    ki bu oyunun PS3'te çalıştığı fps ile aynı yani bir oyun için gayet
    yeterli. Daha düşük sistemlerde bazı görselliklerden feragat edilerek
    tatminkar bir sonuç almak mümkün. Ancak aracın farları yandığında
    yaşanan abartı frame düşüşleri (yaklaşık 20 fps'ye kadar düşmekte)
    fazlasıyla can sıkıcı bir ayrıntı. Neyse ki bu fazla başınıza gelecek
    bir durum değil.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Seyircilerin verdikleri tepkiler oyunda ilgi çekici ayrıntılardan sadece biri


    Oyunun eksi hanesi çizilecek
    en büyük çizgi, maalesef ses efektleri ve müzikler ile ilgili.
    Böylesine kusursuz (dikkat ederseniz sadece hava olaylarının olmayışı
    ve modifiye eksikliğini yazdım şimdiye kadar) bir oyunda, bu kadar
    özensiz ses efekleri ve birkaç yarış / yarış türü dışında olmayan
    müzikler ile karşılaşmak gerçekten insanı üzüyor. Her ne kadar efektler
    vasatın üzerinde olsa da, böylesine bir oyunda beklediğinizin çok
    altında kalmış. Motor sesleri, çarpışma efektleri yeteri kadar tatmin
    edici değil maalesef. Müziklerin fazlasıyla az kullanılmış olmasını
    belki de oyuncuyu motor sesine kaptırmak adına yapıldığı
    söylenebilirdi, eğer motor sesleri yeteri kadar iyi olsaydı. Tabi ki
    bir Race Driver oyununda EA'nin NFS'de yaptığı işleri –sadece ses
    konusunda. ProStreet ile bu oyunu kıyaslamak GRID'e hakaret olur-
    Codemasters'dan beklemek yersiz ancak nihayetinde biraz daha dikkat
    edilebilirdi.

    Son Söz

    GRID kesinlikle
    oynanmayı hak eden, her yarış severin kendi sevdiği tarza ait bişeyleri
    mutlaka bulabileceği enfes bir oyun. Bir Gran Turismo değil belki ama
    bunu başarmaya cesaretle soyunabilmiş bir Codemasters şahaseri. Bu
    kadar çok disiplini, bu kadar doygun bir oynanışla PC'de
    oynayabileceğiniz, simülasyon-arcade arasında güzel bir noktaya
    yerleşmiş, bunu görselliğiyle birleştirebilmiş başka bir oyun yok.


    [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]- game download-
    ücretsiz oyunu indirmek icin sitemizin arma motorunu kullanarak oyunu bulabilirsiniz.

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 12:08 pm