<a href="http://www.ad2games.com/">Advertising - powered by ad2games.com</a>. This ad requires a flash player.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]005
yılı, bahar aylarının ilk günlerinden biri. Oyuncuların merakla
beklediği Splinter Cell Chaos Theory ve şu an zorlamama rağmen adlarını
dahi hatırlayamadığım birkaç yeni oyunun piyasada boy gösterdiği
günler. Yeni çıkan oyunlar arasında hakkında sahip olduğum az miktarda
olmayan bilgiden yola çıkarak Prince of Persia çakması olması kanaatini
taşıdığım bir oyun da var, ismi God of War. Ya nasip deyip oyunu
edindikten sonra, eve girip PS2’nin sürücüsüne yerleştirmemle kendimi
içerisinde bulduğum serüvenin oyun hakkındaki bütün önyargılarımı yerle
bir ettiğini hatırlıyorum. Çok fazla reklamı yapılmadan çıkan GoW pek
çok oyuncu üzerinde bendeki etkiyi yaparak piyasayı bayağı bir salladı.
Bir çok eleştirmenden tam puana yakın notlar aldı. Sonrasında yine PS2
için GoW Divine Retribution yapıldı ve birincisi gibi o da başarılı
oldu. Son olarak da serinin yeni oyunu, Kratos’un PSP çıkarması,
Sony’nin yayımcılığını, Sony bünyesinde olan Ready At Dawn Studios’un
yapımcılığını üstlendiği GoW Chains Olympus biz oyuncuların karşısına
çıkıyor.
PSP için yapılan Silent Hill Origins’de olduğu gibi
seride kronolojik olarak bir geriye dönüş söz konusu. Senaryo diğer
oyunlarda olduğu gibi Yunan mitolojisinden esinlenerek ve yer yer
mantıklı şekilde uydurularak hazırlanmış. Oyuncuya Kratos’un ilk oyunda
Ares’i yenip God of War olmasından önceki, Ares’e ruhunu satıp Ghost of
Sparta olarak anılmaya başlamasından sonraki on yılından bir kesit
sunuluyor. Zeus ve Atina’nın emirleriyle hareket eden Kratos’un ilk
bölümlerde Pers ordusuna karşı başlayan savaşı, Zeus ve yandaşlarına
karşı baş kaldıran Persephone ve onun yanında yer alanlarla devam
ediyor. Yunan mitlerinde Olympianların düşmanları olarak geçen
Titanları da oyun içerisinde görüyoruz. Bu arada Kratos’un ailesiyle
ilgili hüzünlü hikayesinden yapılan alıntılarla film senaryolarını
aratmayacak bir drama da ortak oluyoruz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Oyunu açtığımızda serinin
önceki oyunları gibi sade bir menü bizleri karşılıyor. Başlangıçta
“Mortal(Easy), Normal(Hero), Spartan(Hard)” ve oyunu ilk bitirişin
ardından eklenen “God(Very Hard)” olmak üzere dört zorluk derecesi var.
Genel olarak kolay bir oyun. “Mortal” modu çocuklar için - yalnız ufak
bir sorun var oyun ESRB’den 18 yaş sınırı almış, bundan ötürü çocuklara
tavsiye etmiyoruz - diyebileceğim zorlukta, “Normal” modu ise oyunlara
aşina olan birini rahatsız etmeyecek seviyede. Önceden GoW oynamış bir
oyuncu için tatmin edici olması açısından “Spartan” modunda başlamasını
tavsiye ederim. Oyunu bitirdikten sonra “God” modunda kasmak zaten
meraklısı için ayrı bir zevktir.
Üçüncü şahıs görüş açısından
oynuyoruz. Yalnız bu defa diğer oyunlara göre bir fark var; Kamera
sabit. Önceki oyunlardaki gibi dilediğimiz gibi yönlendiremiyoruz.
Kamera bölümlere göre gayet düzgün açılarla konumlandırılmış, oyun
boyunca bununla alakalı bir problemle karşılaşmadım. Yunan mitlerinden
esinlenilmiş tasarım harikası mekanlarda ilerliyoruz. Tasarımlar diğer
iki oyundaki gibi, senaryoyla tam bir uyum var. Önceki oyunlardan
hatırlayabileceğimiz bazı düşmanlara ek olarak az da olsa yeni
tasarımlar da bu oyunda yerlerini almışlar. Boss tasarımları yine çok
güzel. Oyun düşman çeşitliliği bakımından zayıf görünse de oynanış
süresinin kısalığı bu açığı kapatıyor. Oyun içi videolarda da serinin
bilinen kalitesinden ödün verilmemiş. Grafiklerin neredeyse PS2’den
geri kalır bir tarafı olmadığı açıkça görülüyor. PSP ile neler
yapılabileceğini gösteren oyunlardan biri. Umarız bu kalitede oyunların
devamı gelir.
Tuş kombinasyonları PS2’dekine
benziyor. Silahlı saldırılar, kombolar vs. yine kare, üçgen ve yuvarlak
tuşlarıyla yapılıyor. Yön tuşlarının üç tanesi atıl bırakılmış, yalnız
alttaki tuşu silah değiştirmek için kullanıyoruz. Büyülerde PSP’de L2
ve R2 tuşları mevcut olmadığı için ufak bir değişiklik söz konusu.
R1+kare, R1+üçgen, R1+yuvarlak kombinasyonlarını oyunda ilerledikçe
edindiğimiz çeşitli büyüleri yapmak için kullanıyoruz. Bu yeni
kombinasyonun oynanışa herhangi bir negatif etkisi olmadığı
kanaatindeyim. Genel olarak oynanışta hiç bir problem yok, tuşlara
alışması kolay.
Oyunda ilerlerken sağda-solda, genellikle de
gizli bölmelerde bulabileceğimiz “Gorgon Eye” ve “Phoenix Feathers”
gibi parçaları belli sayıda topladıkça sağlık ve büyü barlarının
kapasitesini artırabiliyoruz. Düşmanları öldürdükçe, karşılaştığımız
kutu, kapı, duvar gibi yapıları kırıp döktükçe çıkan kırmızı orblarla
da silah, büyü ve relicleri geliştirebiliyoruz. Oyunda ana olarak iki
çeşit silah, üç çeşit büyü ve bazı relicler yer alıyor. Bitirdikçe
açılan bazı ekstralar da mevcut. Temel olarak silahlara, büyülere ve
diğer ekipmanlara göz atacak olursak;
Weapons
Blades of Chaos:
Kratos’a Ares tarafından verilen, diğer oyunlardan da hatırlayacağımız
vücuduyla bütünleşmiş kılıçları bu oyunda da aynen kullanılmış.
Yapabildiğimiz bir çok kombo önceden olduğu gibi korunmuş.
Geliştirilebilir beş seviyesi var.
The Gaunlet of Zeus:
Zeus’un Titan’ları hapsetmek için kullandığı eldiven şeklinde bir
silah. Bu silahla Blades of Chaos’tan daha fazla zarar veren vuruşlar
yapabiliyoruz, fakat daha yavaş olduğunu göz ardı etmemek lazım. Üçüncü
seviyeye kadar geliştirilebilir.
Magic
The Efreet: Pers
kralını öldürdükten sonra aldığımız büyü. Kratos’un çevresinde belli
bir çaptaki alanda yer alan her şeye zarar veriyor. Üç seviyesi var.
Light of Dawn: Uzak mesafedeki düşmanlara fırlatabileceğimiz güç topları. Üç seviyeye sahip.
Charon’s Wrath: Hedefteki
düşmana belli bir süreliğine zarar verirken hareketlerini de yavaşlatan
bir büyü. Zorlandığınız yerlerde çok işinize yarayabilir. Üçüncü
seviyeye kadar geliştirilebilir.
Relics
Sun Shield: Düşman
saldırılarını, Kratos üzerine fırlatılan güç toplarını ve ışığı
yansıtmak için kullanıyoruz. Zamanlamayı iyi ayarlamak lazım. Özellikle
güç toplarıyla düşmana etkili karşı ataklar yapılabilir.
Silah
çeşitliliği konusunda ikinci oyunu hatırlayınca biraz az gibi dursa da
bu pek problem olmuyor. Oynanış süresinin pek de uzun olmayışı bu açığı
da kapatıyor.
Oyun başlangıcında Atina’yı ele geçirmeye
çalışan Perslerle savaşıyoruz. Bu bölümlerde çalan doğu ezgilerinden
esinlenme zurna temalı müzikler tek kelimeyle harika olmuş. Düşmanın
etnik kökeniyle alakalı soundtracklerin kullanılması yerinde bir hamle
olmuş Buna GoW’un insanı savaşın içerisine çeken ezgileri de eklenince
müthiş bir uyum yakalanmış. Yeni bestelere ek olarak seri ile evvelden
tanışmış oyuncuların aşina olduğu müziklerin de GoW CoO’da yer aldığını
belirtmeden geçmeyeyim.
CoO’nun belki tek eksi yanı kısa olması.
Normal modda ortalama bir oyuncu 6-8 saatte bitirebilir. Bu yüzden
tadını çıkararak oynamaya bakmanızı tavsiye ederim. Birçok oyuncunun
ilk oturuşta bitireceğinden kuşkum yok. Fakat sorun değil, oyunun
tekrar oynanabilirliği yüksek. Özellikle ilk bitirişten sonra açılan
very hard modunda oynamak ayrı bir zevk. Oyunu bitirince açılan
“Challenge of Hades” gibi bonuslarla da oynanış süresini daha da
uzatmak mümkün. Ayrıca oyunu çeşitli zorluk seviyelerinde bitirince
açılan kıyafetler ve başka ekstralar da tekrar oynamak için oyuncuyu
motive eden faktörlerden.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Genel
olarak bakacak olursak GoW CoO oyuncuya bir oyundan istenen her şeyi
veriyor. Gerek PSP’nin sınırlarını zorlayan görselleri, gerek
müzikleri, gerek zorluk yaşatmayan oynanışıyla PSP’nin oynaması en
zevkli oyunları arasındaki yerini çoktan aldı bile. PS2’de oynadığımız
GoW oyunlarını hiçbir yönüyle aratmıyor. PSP sahibi olan herkese God of
War Chains of Olympus’u edinip oynamalarını şiddetle tavsiye ederim.
Umarız PSP konsolu için böyle oyunların devamı gelir, firmalar biz
oyuncuların yüzünü güldürmeye devam ederler. Oyun firmalarına da bu
mesajı verdikten sonra yazımı burada noktalamak istiyorum. Herkese iyi
oyunlar...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]- game download-
ücretsiz oyunu indirmek icin sitemizin arma motorunu kullanarak oyunu bulabilirsiniz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]005
yılı, bahar aylarının ilk günlerinden biri. Oyuncuların merakla
beklediği Splinter Cell Chaos Theory ve şu an zorlamama rağmen adlarını
dahi hatırlayamadığım birkaç yeni oyunun piyasada boy gösterdiği
günler. Yeni çıkan oyunlar arasında hakkında sahip olduğum az miktarda
olmayan bilgiden yola çıkarak Prince of Persia çakması olması kanaatini
taşıdığım bir oyun da var, ismi God of War. Ya nasip deyip oyunu
edindikten sonra, eve girip PS2’nin sürücüsüne yerleştirmemle kendimi
içerisinde bulduğum serüvenin oyun hakkındaki bütün önyargılarımı yerle
bir ettiğini hatırlıyorum. Çok fazla reklamı yapılmadan çıkan GoW pek
çok oyuncu üzerinde bendeki etkiyi yaparak piyasayı bayağı bir salladı.
Bir çok eleştirmenden tam puana yakın notlar aldı. Sonrasında yine PS2
için GoW Divine Retribution yapıldı ve birincisi gibi o da başarılı
oldu. Son olarak da serinin yeni oyunu, Kratos’un PSP çıkarması,
Sony’nin yayımcılığını, Sony bünyesinde olan Ready At Dawn Studios’un
yapımcılığını üstlendiği GoW Chains Olympus biz oyuncuların karşısına
çıkıyor.
PSP için yapılan Silent Hill Origins’de olduğu gibi
seride kronolojik olarak bir geriye dönüş söz konusu. Senaryo diğer
oyunlarda olduğu gibi Yunan mitolojisinden esinlenerek ve yer yer
mantıklı şekilde uydurularak hazırlanmış. Oyuncuya Kratos’un ilk oyunda
Ares’i yenip God of War olmasından önceki, Ares’e ruhunu satıp Ghost of
Sparta olarak anılmaya başlamasından sonraki on yılından bir kesit
sunuluyor. Zeus ve Atina’nın emirleriyle hareket eden Kratos’un ilk
bölümlerde Pers ordusuna karşı başlayan savaşı, Zeus ve yandaşlarına
karşı baş kaldıran Persephone ve onun yanında yer alanlarla devam
ediyor. Yunan mitlerinde Olympianların düşmanları olarak geçen
Titanları da oyun içerisinde görüyoruz. Bu arada Kratos’un ailesiyle
ilgili hüzünlü hikayesinden yapılan alıntılarla film senaryolarını
aratmayacak bir drama da ortak oluyoruz.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Oyunu açtığımızda serinin
önceki oyunları gibi sade bir menü bizleri karşılıyor. Başlangıçta
“Mortal(Easy), Normal(Hero), Spartan(Hard)” ve oyunu ilk bitirişin
ardından eklenen “God(Very Hard)” olmak üzere dört zorluk derecesi var.
Genel olarak kolay bir oyun. “Mortal” modu çocuklar için - yalnız ufak
bir sorun var oyun ESRB’den 18 yaş sınırı almış, bundan ötürü çocuklara
tavsiye etmiyoruz - diyebileceğim zorlukta, “Normal” modu ise oyunlara
aşina olan birini rahatsız etmeyecek seviyede. Önceden GoW oynamış bir
oyuncu için tatmin edici olması açısından “Spartan” modunda başlamasını
tavsiye ederim. Oyunu bitirdikten sonra “God” modunda kasmak zaten
meraklısı için ayrı bir zevktir.
Üçüncü şahıs görüş açısından
oynuyoruz. Yalnız bu defa diğer oyunlara göre bir fark var; Kamera
sabit. Önceki oyunlardaki gibi dilediğimiz gibi yönlendiremiyoruz.
Kamera bölümlere göre gayet düzgün açılarla konumlandırılmış, oyun
boyunca bununla alakalı bir problemle karşılaşmadım. Yunan mitlerinden
esinlenilmiş tasarım harikası mekanlarda ilerliyoruz. Tasarımlar diğer
iki oyundaki gibi, senaryoyla tam bir uyum var. Önceki oyunlardan
hatırlayabileceğimiz bazı düşmanlara ek olarak az da olsa yeni
tasarımlar da bu oyunda yerlerini almışlar. Boss tasarımları yine çok
güzel. Oyun düşman çeşitliliği bakımından zayıf görünse de oynanış
süresinin kısalığı bu açığı kapatıyor. Oyun içi videolarda da serinin
bilinen kalitesinden ödün verilmemiş. Grafiklerin neredeyse PS2’den
geri kalır bir tarafı olmadığı açıkça görülüyor. PSP ile neler
yapılabileceğini gösteren oyunlardan biri. Umarız bu kalitede oyunların
devamı gelir.
Tuş kombinasyonları PS2’dekine
benziyor. Silahlı saldırılar, kombolar vs. yine kare, üçgen ve yuvarlak
tuşlarıyla yapılıyor. Yön tuşlarının üç tanesi atıl bırakılmış, yalnız
alttaki tuşu silah değiştirmek için kullanıyoruz. Büyülerde PSP’de L2
ve R2 tuşları mevcut olmadığı için ufak bir değişiklik söz konusu.
R1+kare, R1+üçgen, R1+yuvarlak kombinasyonlarını oyunda ilerledikçe
edindiğimiz çeşitli büyüleri yapmak için kullanıyoruz. Bu yeni
kombinasyonun oynanışa herhangi bir negatif etkisi olmadığı
kanaatindeyim. Genel olarak oynanışta hiç bir problem yok, tuşlara
alışması kolay.
Oyunda ilerlerken sağda-solda, genellikle de
gizli bölmelerde bulabileceğimiz “Gorgon Eye” ve “Phoenix Feathers”
gibi parçaları belli sayıda topladıkça sağlık ve büyü barlarının
kapasitesini artırabiliyoruz. Düşmanları öldürdükçe, karşılaştığımız
kutu, kapı, duvar gibi yapıları kırıp döktükçe çıkan kırmızı orblarla
da silah, büyü ve relicleri geliştirebiliyoruz. Oyunda ana olarak iki
çeşit silah, üç çeşit büyü ve bazı relicler yer alıyor. Bitirdikçe
açılan bazı ekstralar da mevcut. Temel olarak silahlara, büyülere ve
diğer ekipmanlara göz atacak olursak;
Weapons
Blades of Chaos:
Kratos’a Ares tarafından verilen, diğer oyunlardan da hatırlayacağımız
vücuduyla bütünleşmiş kılıçları bu oyunda da aynen kullanılmış.
Yapabildiğimiz bir çok kombo önceden olduğu gibi korunmuş.
Geliştirilebilir beş seviyesi var.
The Gaunlet of Zeus:
Zeus’un Titan’ları hapsetmek için kullandığı eldiven şeklinde bir
silah. Bu silahla Blades of Chaos’tan daha fazla zarar veren vuruşlar
yapabiliyoruz, fakat daha yavaş olduğunu göz ardı etmemek lazım. Üçüncü
seviyeye kadar geliştirilebilir.
Magic
The Efreet: Pers
kralını öldürdükten sonra aldığımız büyü. Kratos’un çevresinde belli
bir çaptaki alanda yer alan her şeye zarar veriyor. Üç seviyesi var.
Light of Dawn: Uzak mesafedeki düşmanlara fırlatabileceğimiz güç topları. Üç seviyeye sahip.
Charon’s Wrath: Hedefteki
düşmana belli bir süreliğine zarar verirken hareketlerini de yavaşlatan
bir büyü. Zorlandığınız yerlerde çok işinize yarayabilir. Üçüncü
seviyeye kadar geliştirilebilir.
Relics
Sun Shield: Düşman
saldırılarını, Kratos üzerine fırlatılan güç toplarını ve ışığı
yansıtmak için kullanıyoruz. Zamanlamayı iyi ayarlamak lazım. Özellikle
güç toplarıyla düşmana etkili karşı ataklar yapılabilir.
Silah
çeşitliliği konusunda ikinci oyunu hatırlayınca biraz az gibi dursa da
bu pek problem olmuyor. Oynanış süresinin pek de uzun olmayışı bu açığı
da kapatıyor.
Oyun başlangıcında Atina’yı ele geçirmeye
çalışan Perslerle savaşıyoruz. Bu bölümlerde çalan doğu ezgilerinden
esinlenme zurna temalı müzikler tek kelimeyle harika olmuş. Düşmanın
etnik kökeniyle alakalı soundtracklerin kullanılması yerinde bir hamle
olmuş Buna GoW’un insanı savaşın içerisine çeken ezgileri de eklenince
müthiş bir uyum yakalanmış. Yeni bestelere ek olarak seri ile evvelden
tanışmış oyuncuların aşina olduğu müziklerin de GoW CoO’da yer aldığını
belirtmeden geçmeyeyim.
CoO’nun belki tek eksi yanı kısa olması.
Normal modda ortalama bir oyuncu 6-8 saatte bitirebilir. Bu yüzden
tadını çıkararak oynamaya bakmanızı tavsiye ederim. Birçok oyuncunun
ilk oturuşta bitireceğinden kuşkum yok. Fakat sorun değil, oyunun
tekrar oynanabilirliği yüksek. Özellikle ilk bitirişten sonra açılan
very hard modunda oynamak ayrı bir zevk. Oyunu bitirince açılan
“Challenge of Hades” gibi bonuslarla da oynanış süresini daha da
uzatmak mümkün. Ayrıca oyunu çeşitli zorluk seviyelerinde bitirince
açılan kıyafetler ve başka ekstralar da tekrar oynamak için oyuncuyu
motive eden faktörlerden.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Genel
olarak bakacak olursak GoW CoO oyuncuya bir oyundan istenen her şeyi
veriyor. Gerek PSP’nin sınırlarını zorlayan görselleri, gerek
müzikleri, gerek zorluk yaşatmayan oynanışıyla PSP’nin oynaması en
zevkli oyunları arasındaki yerini çoktan aldı bile. PS2’de oynadığımız
GoW oyunlarını hiçbir yönüyle aratmıyor. PSP sahibi olan herkese God of
War Chains of Olympus’u edinip oynamalarını şiddetle tavsiye ederim.
Umarız PSP konsolu için böyle oyunların devamı gelir, firmalar biz
oyuncuların yüzünü güldürmeye devam ederler. Oyun firmalarına da bu
mesajı verdikten sonra yazımı burada noktalamak istiyorum. Herkese iyi
oyunlar...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]- game download-
ücretsiz oyunu indirmek icin sitemizin arma motorunu kullanarak oyunu bulabilirsiniz.